Soğuk Algınlığı Sandığınız Belirtiler Löseminin Habercisi Olabilir
Prof. Dr. Ahmet Demir: “Tedaviye rağmen geçmeyen enfeksiyonlar mutlaka ciddiye alınmalı”


Çocuğunuzun sık sık soğuk algınlığına benzer belirtiler göstermesi, aslında sandığınız kadar masum olmayabilir.
Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Demir, çocuklarda sık tekrarlayan ya da tedaviye rağmen geçmeyen ateş, halsizlik ve morluk gibi şikâyetlerin löseminin erken sinyali olabileceğini söylüyor.
“Lösemi, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülen türdür. Başlangıçta grip veya enfeksiyon gibi seyrettiği için erken dönemde fark edilmesi zor olabilir. Ancak belirtiler uzadığında ve tekrarladığında, vakit kaybetmeden hekime başvurmak gerekir.”
Lösemi Çocukluk Çağı Kanserlerinin Üçte Birini Oluşturuyor
Kan kanserlerinin en yaygın tipi olan lösemi, çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık %35’ini oluşturuyor.
Hastalığın nedeni, kemik iliğinde kan hücrelerinin kontrolsüz ve anormal şekilde çoğalması.
Normalde kemik iliği; kırmızı kan hücreleri, beyaz kan hücreleri ve trombositleri dengeli biçimde üretir.
Ancak lösemide, olgunlaşmamış beyaz kan hücreleri (blastlar) hızla çoğalarak bu dengeyi bozar.
Prof. Dr. Ahmet Demir, bu sürecin vücutta yarattığı tabloyu şöyle açıklıyor:
“Lösemide normal kan hücrelerinin üretimi baskılanır. Bu da kansızlık, enfeksiyonlara yatkınlık ve kanama eğilimi gibi belirtilere neden olur.”
Çocuklarda en sık görülen tipi Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) olup, olguların yaklaşık %75-80’ini oluşturur. İkinci sırada Akut Myeloid Lösemi (AML) gelir.
Çocuklarda Lösemi Riskini Artıran 6 Faktör
Lösemiye neden olan tek bir sebep yoktur, ancak bazı risk faktörleri hastalık ihtimalini artırabilir:
-
Genetik faktörler: Down sendromu, Fanconi anemisi, Bloom sendromu, Ataksi-telenjiektazi, Klinefelter sendromu ve Neurofibromatozis tip 1 gibi kalıtsal hastalıklar riski artırabilir.
-
Radyasyon maruziyeti: Hamilelik döneminde veya çocuklukta yüksek doz radyasyona maruz kalmak lösemi riskini yükseltir.
-
Kemoterapi geçmişi: Daha önce farklı bir kanser tedavisi görmüş çocuklarda ikincil lösemi gelişebilir.
-
Kimyasal etkenler: Benzen gibi çözücülere, tarım ilaçlarına veya ağır metallere maruz kalmak kemik iliğini etkileyebilir.
-
Bağışıklık sistemi bozuklukları: Doğumsal veya edinsel bağışıklık eksiklikleri lösemiye zemin hazırlar.
-
Viral enfeksiyonlar: Bazı virüslerin uzun vadede genetik mutasyonlara neden olabileceği düşünülmektedir.
Löseminin 8 Belirtisini Hafife Almayın
Lösemi, özellikle soğuk algınlığı veya grip benzeri belirtilerle başladığı için başlangıçta fark edilmez. Ancak bu belirtiler uzun sürer, sık tekrarlanır ve tedaviye rağmen geçmez.
Prof. Dr. Ahmet Demir, ailelerin dikkat etmesi gereken belirtileri şöyle sıralıyor:
-
Kansızlık (Anemi): Halsizlik, solukluk, çabuk yorulma, baş dönmesi
-
Kanama eğilimi: Burun ve diş eti kanamaları, ciltte morluklar
-
Enfeksiyonlara yatkınlık: Sık veya uzun süren enfeksiyonlar
-
Kemik ve eklem ağrıları
-
Karında şişlik veya kitle hissi
-
Lenf bezlerinde büyüme: Boyun, koltuk altı veya kasıkta ağrısız şişlikler
-
Genel durum değişiklikleri: İştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemesi
-
Nörolojik belirtiler: Baş ağrısı, kusma, görme bozukluğu, denge kaybı (özellikle ileri evrelerde)
“Eğer bu bulgular birkaç haftadan uzun sürüyorsa ve özellikle enfeksiyonlara yatkınlık belirginsa, çocuk mutlaka hematoloji uzmanı tarafından değerlendirilmelidir,” diyor Prof. Dr. Demir.
Lösemi Tanısı Nasıl Konur?
Tanı süreci, hem klinik değerlendirme hem de laboratuvar testleri ile yürütülür.
Hekim, öncelikle çocuğun genel durumunu değerlendirir; solukluk, morluk, karın şişliği, lenf bezi büyümesi gibi bulgular sorgulanır.
Tanı sürecinde şu adımlar izlenir:
-
Tam Kan Sayımı ve Periferik Yayma: Kandaki hücre sayıları ve oranları değerlendirilir.
-
Kemik İliği Aspirasyonu ve Biyopsisi: Lösemi tanısının altın standardıdır.
“Kemik iliği biyopsisi, löseminin kesin tanısını koymak ve türünü belirlemek için en güvenilir yöntemdir,” diyor Prof. Demir.
Erken Tanı Tedavinin Başarısını Katlıyor
Lösemi hızlı ilerleyen ancak erken tanı konulduğunda yüksek oranda tedavi edilebilir bir hastalıktır.
Özellikle Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) tipinde erken fark edilip uygun tedaviyle tamamen iyileşme oranı oldukça yüksektir.
Prof. Dr. Demir’e göre erken tanı, sadece yaşam süresini değil, tedavi kalitesini de etkiler:
“Hastalık erken evrede yakalandığında organ tutulumu henüz başlamamıştır. Bu durumda tedavi süresi kısalır, ilaç dozu azalır ve çocuk hem fiziksel hem psikolojik olarak süreci daha kolay atlatır.”
Erken fark edilen vakalarda genellikle daha kısa süreli ve daha az yoğun kemoterapi yeterli olur. Bu da çocuğun yaşam kalitesini artırır, uzun hastane yatışlarını ve komplikasyon riskini azaltır.
Aileler Farkındalıkta Birinci Halkadır
Lösemi tanısı ailelerde ciddi bir korku yaratabilir, ancak modern tıp sayesinde tedavi başarı oranları oldukça yüksektir.
“Ailelerin en büyük rolü, belirtileri fark eder etmez vakit kaybetmeden hekime başvurmaktır. Geçmeyen ateş, morluk, halsizlik veya tekrarlayan enfeksiyonlar önemsenmelidir,” diyor Prof. Dr. Ahmet Demir.
Bugün lösemide kullanılan hedefe yönelik ilaçlar, destek tedavileri ve nakil yöntemleri sayesinde birçok çocuk tamamen sağlığına kavuşabiliyor.
En önemli adım ise, bu hastalığın soğuk algınlığı ile karıştırılmamasıdır.



