Ruh Sağlığı

Sosyal Medya Yakınlaştırmıyor, Uzaklaştırıyor

Ekranlar insanları birbirine değil, yalnızlığa bağlıyor

Prof. Dr. Gül Esra Atalay

Görünürde yüzlerce “arkadaş” listesine sahip olduğumuz dijital çağda, gerçek dostlukların çevrimdışı kaldığı bir dönemde yaşıyoruz.
Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay, modern çağın en dikkat çekici çelişkilerinden birine işaret ediyor: “Ekranlar insanları birbirine değil, yalnızlığa bağlıyor. Kalabalıklar içinde yaşanan sessiz bir yalnızlık var.”

Prof. Dr. Atalay’a göre, sosyal medya insanlara görünürde bağlantı imkânı sunarken, bu bağlantıların çoğu yüzeysel bir etkileşimin ötesine geçemiyor.

“Facebook’a, Instagram’a bakarsak yüzlerce, hatta binlerce ‘arkadaşımız’ var. Ama bu ilişkiler, klasik anlamda bir dostluğun yerini tutmuyor,” diyor.

Sosyal Medya: Görünürde Sosyal, Gerçekte Yalnız

Prof. Dr. Atalay, sosyal medya mecralarının isminin “sosyal” olmasına rağmen çoğu zaman insanları daha da yalnızlaştırdığını vurguluyor.

“Bu platformlar insanların bir araya gelmesine, paylaşım yapmasına fırsat yaratıyor gibi görünse de, çoğu zaman yalnızlığımızı görünmez kılıyor. Bağ kurmak yerine bağlantı kuruyoruz,” ifadesini kullanıyor.

Günlük yaşamda da bu durum açıkça gözlemleniyor:
Metroda, otobüste, kafede ya da restoranda… Herkesin elinde bir telefon, gözleri kendi ekranında.
Atalay’a göre, bu durum artık sadece bir alışkanlık değil, modern dünyanın yeni normali.

“Modern insanın yalnızlığı, kalabalıklar içinde yaşanan ama dışarıdan fark edilmesi zor bir yalnızlık,” diyor.

yalnızlık, telefon, sosyal medya,Birlikte Ama Yalnız: “Connected but Alone”

Sosyolog Sherry Turkle’ın “Birlikte ama yalnızız” kavramına atıfta bulunan Prof. Dr. Gül Esra Atalay, bu tespitin çağımız insanını mükemmel şekilde özetlediğini söylüyor.

“İnsanlar her an çevrimiçi ama gerçek yakınlık kurmakta zorlanıyor. Bir ‘beğeni’, bir ‘emoji’, bir ‘iyi ki doğdun’ mesajı, bir dost sohbetinin yerini alıyor. Karşılıklı bir kahve içmek, uzun süredir ertelenen bir lüks haline geldi.”

Bu dönüşümün ardında hem dijital hız kültürü hem de bireysel yorgunluk var.
Atalay, “İlişkilerimiz, tıpkı internet bağlantıları gibi, zayıf sinyallerle sürdürülen bir ağ haline geldi,” diyerek günümüz insanının ilişkilerde derinlikten çok hız aradığını belirtiyor.

Derinlikli İlişkiler Zaman ve Emek Gerektiriyor

Modern çağın temposunda insanların uzun soluklu dostluklar kurmakta zorlandığını söyleyen Atalay,

“Derinlikli sohbetlere, uzun soluklu dostluklara, kalıcı ilişkiler kurmaya zamanımız da enerjimiz de kalmadı. Telefon rehberimiz dolu ama bir gün başımız sıkışsa gerçekten arayabileceğimiz kaç kişi var?”
diyerek önemli bir soruyu gündeme getiriyor.

Bu noktada psikoloji literatürüne de değinen Atalay, nitelikli bağların sayısal çoklukla ölçülemeyeceğini hatırlatıyor.
Oxford Üniversitesi’nden Robin Dunbar’ın meşhur “Dunbar Sayısı” teorisine göre, insan beyni aynı anda yalnızca 150 civarında sosyal ilişkiyi sağlıklı biçimde sürdürebiliyor.

“Oysa sosyal medya listelerimiz bu sayıyı kat kat aşmış durumda. Yani elimizde çok sayıda isim var ama çok azı gerçekten ‘arkadaş’,” diyor Atalay.

Yalnızlık Her Kuşağın Sorunu Haline Geldi

Sosyal medya bağımlılığı artık sadece gençlerin değil, her yaş grubunun ortak problemi.
Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “İleri yaşlı bireyler bile sosyal medyanın akışına kapılmış durumda. Oysa bu nesil, misafirliğin, komşuluğun, karşılıklı sohbetin tadını bilen bir kuşaktı. Bugün o ilişkiler emoji alışverişine dönüştü,” diyor.

Bu durumun toplumsal bir dönüşüm olduğunu belirten Atalay,

“Komşular birbirini tanımıyor, dostluklar dijital platformlara sıkıştı. Artık ‘bir arada olmak’ hissi, sadece çevrimiçi olma durumu sanılıyor,” ifadelerini kullanıyor.

“Kalabalık Yalnızlık”: TDK’nin Seçtiği Yılın Kelimesi

Türk Dil Kurumu’nun 2024 yılında “Kalabalık Yalnızlık” ifadesini yılın kelimesi seçtiğini hatırlatan Prof. Dr. Atalay, bunun toplumsal bir ruh halini yansıttığını söylüyor:

“Metroda yan yana oturan herkes kendi telefonuna gömülmüş durumda. Aynı masada oturup farklı ekranlara bakan insanlar görüyoruz. Bu, görünmez bir yalnızlık biçimi. Dışarıdan fark edilmesi güç ama içeride derin bir boşluk yaratıyor.”

Atalay, fiziksel beraberliğin öneminin unutulduğunu, “aynı anda çevrimiçi olmanın yeterliymiş gibi” davranıldığını da vurguluyor.

“Oysa insan, doğası gereği temas etmek, konuşmak, dinlenmek ister. Bir bildirim sesi, bir dostun sesinin yerini tutmaz.”

Dijital Dostluklar ve Gerçek Temas Arasındaki Fark

Sosyal medyanın elbette faydaları da var. Prof. Dr. Gül Esra Atalay, teknolojinin insanları bir araya getirme potansiyelini kabul ediyor:

“Sosyal medya zaman ve mekân engellerini ortadan kaldırarak yeni toplulukların oluşmasına yardımcı oluyor. Özellikle göçmenler, azınlıklar ve marjinal gruplar için çevrimiçi dayanışma alanları yaratıyor.”

Ancak uyarıyor:

“Bu platformlar gerçek dostlukların yerine geçtiğinde, insani sıcaklık kayboluyor. Yalnızlık baş gösteriyor çünkü hiçbir bildirim sesi, bir dostun sesini duymanın yerini tutmuyor.”

Youtube Editörün Gözünden LinkYalnızlık Artık Bir Halk Sağlığı Sorunu

Yalnızlık, artık sadece duygusal bir mesele değil, küresel bir sağlık riski.
Prof. Dr. Gül Esra Atalay, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2025’te yayımladığı rapora dikkat çekiyor:

“DSÖ yalnızlığı ciddi bir halk sağlığı sorunu olarak tanımlıyor. Sosyal izolasyonun, fiziksel sağlık ve yaşam kalitesi üzerinde tıpkı obezite veya sigara kadar zararlı etkileri olabileceği vurgulanıyor.”

İngiltere ve Japonya’nın bu sorunla mücadele için “Yalnızlık Bakanlığı” kurduğunu hatırlatan Atalay, bunun yalnızlığın bireysel değil toplumsal bir mesele haline geldiğini gösterdiğini söylüyor.

“Ama çözülemez değil,” diyor Atalay. “En yakınlarımızla ilişkilerimizi sosyal medya takiplerine, emoji değiş tokuşuna indirgememeliyiz. Gerçek hayat ekranların ötesinde akıyor; yeniden yan yana gelmenin yollarını bulmamız gerekiyor.”

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün