Çocuğunuz Solaksa Dikkat: El Tercihini Değiştirmeye Zorlamak Riskli Olabilir


Solaklık, dünya nüfusunun yaklaşık %10’unu etkileyen, doğuştan gelen ve hem genetik hem de çevresel etkenlerle şekillenen bir özellik. Uzmanlar, özellikle çocukluk döneminde baskın eli değiştirmeye zorlamanın nörogelişimsel riskler taşıdığını belirtiyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, solaklık ile ilgili önemli açıklamalarda bulunarak aileleri uyardı.
Solaklık Genetik ve Çevresel Faktörlerle Şekilleniyor
Psikolog Alp, el tercihi ile ilgili yaptığı değerlendirmede solaklığın yalnızca genetik değil, aynı zamanda çevresel koşullardan da etkilendiğini ifade etti. Beynimizin motor komutları veren bölümlerinin, özellikle de karşı yarımküreyle çalışan motor korteksin, hangi elin baskın kullanılacağını belirlediğini aktaran Alp, “Sağ elini kullananlarda motor sistem genellikle sol beyin yarımküresiyle, solaklarda ise sağ beyin yarımküresiyle daha aktif çalışır. Ancak bu durum mutlak değildir; çevresel etkenler ve doğum öncesi gelişim süreci de belirleyici olabilir.” dedi.
Ailede solak bireylerin bulunmasının, çocuğun solak olma ihtimalini artırabileceğini vurgulayan Alp, bu aktarımın kesin matematiksel kurallarla açıklanamayacağını, çevresel faktörlerin çocuğun el tercihini şekillendirebildiğini belirtti.
Solaklarda Beyin İşleyişi Daha Esnek
Beynimizin sağ ve sol yarımküreleri vücudun karşı tarafını kontrol eder. Solak bireyler, yazı yazarken ya da iş yaparken beyninin sağ yarımküresini daha yoğun kullanır. Ancak uzmanlara göre işin ilginç yanı, solaklarda iki yarımküre arasındaki iletişimi sağlayan korpus kallozum yapısının daha fazla bağlantı içermesidir.
Bu durum, dil işlevleri gibi karmaşık süreçlerde daha esnek bir işleyişi beraberinde getirir. Sağ elini kullananlarda dil becerileri çoğunlukla sol beyin yarımküresinde yoğunlaşırken, solaklarda bu dağılım daha dengeli olabilir. Bazı solak bireyler dili sağ beyinle işlerken, bazıları her iki beyni birlikte kullanır. Uzmanlara göre bu farklılık, solakların zaman zaman farklı bilişsel stratejiler geliştirmelerine katkı sağlayabilir.
Solaklık ve Zeka Arasında Fark Var mı?
Toplumda sıkça sorulan sorulardan biri de “Solaklar daha mı zeki?” sorusudur. Uzman Klinik Psikolog Alp, solak bireylerin zeka düzeyinde veya öğrenme becerilerinde sağlaklara kıyasla belirgin bir fark olmadığını belirtiyor. Ancak beynin bilgiyi işleme biçimindeki farklılıklar, bazı görevlerde farklı düşünme biçimlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir.
Bazı araştırmalar, solakların uzamsal becerilerde (örneğin harita okuma, şekil tanıma) daha başarılı olabileceğini öne sürüyor. Bununla birlikte, bu durum tüm solaklar için geçerli değil; bireysel farklılıkların her zaman ön planda olduğu vurgulanıyor.
Solaklık ve Nörolojik Hastalıklar Arasındaki İlişki
Bilim dünyasında uzun süredir tartışılan konulardan biri de solak bireylerin nörolojik hastalıklara yatkınlığı. Bazı araştırmalarda disleksi, dikkat eksikliği veya şizofreni gibi sorunların solaklarda biraz daha sık görüldüğü rapor edilmiştir. Ancak Alp’e göre bu, solaklığın tek başına risk faktörü olduğu anlamına gelmez.
“Beyindeki bazı farklı yapılanmalar hem solaklığı hem de bazı bilişsel farklılıkları beraberinde getirebilir. Bu yüzden ilişkiyi neden-sonuç üzerinden değil, ortak bir yolun kesişimi olarak değerlendirmek gerekir.” diyerek önemli bir ayrım yapıyor.
Çocuğunuzun El Tercihini Değiştirmeye Çalışmayın
El tercihi genellikle 3-6 yaş arasında belirginleşir. Çocuk bu dönemde doğal olarak sol elini daha çok kullanıyorsa, onu sağ ele zorlamak doğru değil. Alp, baskın eli değiştirmeye zorlamanın dikkat dağınıklığı, ince motor beceri sorunları, yazı yazma güçlüğü ve hatta konuşma akıcılığı problemleri yaratabileceğini söylüyor.
Beynin çocukluk döneminde oldukça esnek olduğuna dikkat çeken Alp, “Eğer çocuk sol eliyle yazmak istiyorsa, sağ elle yazmaya zorlanmamalı. Bu tür zorlamalar nörogelişimsel süreçte olumsuz etkiler bırakabilir. El tercihi bir yönelimdir, günlük alışkanlıklar ise öğrenilebilir. Örneğin yemek yemek gibi pratik davranışlar sağ elle de yapılabilir ama bu durum baskın elin değiştiği anlamına gelmez.” açıklamasını yaptı.
Solaklar Daha mı Yaratıcı?
Solaklık ile yaratıcılık arasındaki ilişki de uzun süredir tartışılan konulardan biri. Bazı çalışmalar solak bireylerin problem çözme süreçlerinde veya sanatsal faaliyetlerde daha farklı yollar izleyebildiğini gösteriyor. Özellikle görsel-uzamsal algı ve özgün düşünme stratejilerinde solakların avantajlı olabileceği öne sürülüyor.
Ancak Alp, bunun her solak birey için geçerli olmadığını hatırlatarak, “Solakların sanatla iç içe olması ya da mutlaka farklı düşünmesi gibi bir genelleme yapılamaz. Kişisel yatkınlıklar ve çevresel faktörler belirleyici rol oynar.” dedi.
Uzmanlar, çocuğun baskın elini değiştirmeye zorlamanın ciddi nörogelişimsel riskler taşıdığını ve ailelerin bu konuda bilinçli olması gerektiğini vurguluyor. Solaklık, doğuştan gelen ve beynin işleyişiyle bağlantılı doğal bir özelliktir. Zeka, öğrenme becerisi veya yaratıcılık açısından belirleyici bir fark yaratmasa da, beynin farklı çalışması sayesinde bazı avantajlar sağlayabilir.
Kısacası, solaklığı bir “dezavantaj” olarak görmek yerine, çocuğun doğal gelişim sürecinin bir parçası olarak kabul etmek en sağlıklı yaklaşım olacaktır.




