Genel Sağlık

“Zeki Görünmek” Uğruna Sağlık Tehlikede

Prof. Dr. Sevil Atasoy: “Gerçekten daha güçlü mü oluyoruz, yoksa yalnızca daha bağımlı mı?”

Prof. Dr. Sevil Atasoy

Bir dönem yalnızca spor sahalarında karşımıza çıkan performans artırıcı ilaçlar, artık sınırlarını aştı; sınıflarda, ofislerde ve üniversite kampüslerinde yeni bir “verimlilik aracı” haline geldi.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) Başkanı ve Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy, sentetik uyarıcılar ve “akıllı ilaçlar”ın artık yalnızca eğlence ya da rekabet amacıyla değil, odaklanma ve zeka artırma vaadiyle kullanıldığını vurguluyor.

“Bir zamanlar yeraltı laboratuvarlarında üretilen bu maddeler, bugün başarı ve verimlilik vaadiyle meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Ancak asıl soru şu: Gerçekten daha zeki mi oluyoruz, yoksa yalnızca daha bağımlı mı hale geliyoruz?”

Performans Artırıcı İlaçlar Artık Sınıfta ve Ofiste

Prof. Dr. Sevil Atasoy’a göre performans artırıcılar artık yalnızca sporcuların değil, öğrencilerin ve beyaz yakalı profesyonellerin de gündelik hayatına girmiş durumda.

“Uzun süre odaklanmak, gece boyunca çalışmak ya da daha üretken görünmek isteyen kişiler, sentetik uyarıcılara başvuruyor. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde kullanılan bazı ilaçların kötüye kullanımı giderek yaygınlaşıyor.”

Bu ilaçların amfetamin, deksamfetamin veya metilfenidat gibi maddeler içerdiğini hatırlatan Atasoy, reçete erişiminin kolaylaşmasının bu eğilimi hızlandırdığını söylüyor.
Uyarıcı etkisiyle kısa süreli verim artışı sağlayan bu ilaçlar, bağımlılık, kalp-damar hastalıkları, uykusuzluk ve ruhsal çöküntü gibi ciddi riskler barındırıyor.

sentetik uyarıcı,“Akıllı İlaçlar” Gerçekten Akıllı mı?

Zihin gücünü artırdığı iddia edilen “nootropikler” de benzer bir tehlike oluşturuyor.
Prof. Dr. Atasoy, bu tür ürünlerin çoğunun psikoaktif madde içerdiğini belirtiyor:

“Nootropik adıyla tanıtılan birçok ürün, amfetamin, katinon veya sentetik kannabinoid etkisi yaratabiliyor. Üstelik bunlar bitkisel takviye görünümünde, ‘doğal destek’ etiketiyle satılıyor. Bu nedenle kullanıcılar gerçekte ne aldıklarını bile fark etmiyor.”

Bu tür maddelerin yalnızca konsantrasyonu değil, beynin ödül sistemini de etkilediğini belirten Atasoy, kısa süreli performans artışının uzun vadede bağımlılık ve tükenmişlik riskine dönüştüğünü ifade ediyor.

Sporun Temizliği Tehlikede

Doping, yıllardır sporun adil rekabet anlayışını zedeleyen bir sorun olarak biliniyor.
Ancak Prof. Dr. Sevil Atasoy, artık doping vakalarının sadece klasik steroidlerle sınırlı kalmadığını söylüyor:

“Son yıllarda doping vakaları, henüz yasaklılar listesine alınmamış yeni kimyasallar üzerinden artıyor. Bu maddeler yalnızca performansı değil, toparlanma süresini de hızlandırabiliyor. Ne yazık ki birçok sporcu takviyesi, bildirilmemiş psikoaktif bileşenler içeriyor ve standart testlerle tespit edilmeleri oldukça zor.”

Sporun temizliğini tehdit eden bu durumun, yalnızca profesyonel sporcularla sınırlı kalmadığını belirten Atasoy, “doping zihniyetinin” artık akademiye ve iş hayatına taşındığını dile getiriyor.

Dijital Pazarda “Doğal Takviye” Kılığında Satılan Sentetikler

INCB’nin GRIDS Programı kapsamında yürüttüğü incelemeler, dijital dünyadaki gizli pazarı gözler önüne seriyor.
Prof. Dr. Atasoy, 2025’in ilk beş ayında yalnızca İngilizce dilinde faaliyet gösteren e-ticaret sitelerinde 693 şüpheli ilan tespit edildiğini açıklıyor.

“Bu ilanlarda testosteron, steroid veya nootropik adı altında satılan ürünlerin çoğu sentetik içerikli. Bazı durumlarda opioidlerle, örneğin tramadol veya tapentadol ile karıştırılarak ölümcül etkilere neden olabiliyor.”

Atasoy’a göre bu maddelerin yasa dışı ticareti, sosyal medya platformları ve şifreli mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla yürütülüyor.
“Doğal destek”, “bitkisel enerji” veya “odak artırıcı” ifadeleriyle pazarlanan bu ürünler, yasal denetimlerin zayıf olduğu ülkelerde hızla yayılıyor.

INCB’den Küresel Alarm ve İş Birliği Çağrısı

Performans artırıcı maddelerin küresel bir sağlık tehdidine dönüşmesi üzerine INCB, son iki yılda 10 ülkeden gelen veriler doğrultusunda uluslararası bir uyarı yayımladı.
Prof. Dr. Sevil Atasoy, kurulun hükümetleri IONICS platformu üzerinden bilgi paylaşımını artırmaya davet ettiğini belirtiyor:

“Kurul, özellikle Brezilya, Hindistan, Meksika ve ABD gibi ülkelerde sahte veya yasa dışı performans artırıcıların üretim ve satışının tespit edildiğini bildiriyor. Bu nedenle hükümetlerin WADA ve diğer kurumlarla iş birliğini güçlendirmesi büyük önem taşıyor.”

Atasoy’a göre, yalnızca yasaklama değil, toplumsal farkındalık da bu mücadelenin önemli bir parçası.

Youtube Editörün Gözünden Link“Zeki Görünmek” Uğruna Sağlığı Kaybediyoruz

Günümüzde başarı ve üretkenlik baskısının, bireyleri doğal sınırlarının ötesine geçmeye zorladığını söyleyen Atasoy, modern çağın en tehlikeli paradoksuna dikkat çekiyor:

“Kısa vadeli dikkat artışı veya enerjiyi sürdürebilme arzusu, uzun vadede bağımlılığa ve sağlık kaybına yol açıyor. Toplumun her alanına sızan ‘akıllı ilaç’ kültürü, aslında bizi daha üretken değil, daha kırılgan hale getiriyor.”

Atasoy’un sözleriyle, mesele artık yalnızca spor ya da performans değil; insan sağlığının, dijital çağın hızına kurban edilip edilmediği meselesi.
“Gerçekten daha zeki ve güçlü mü oluyoruz, yoksa yalnızca daha bağımlı mı?” sorusu ise, bu çağın vicdanına yöneltilmiş en kritik soru olarak kalıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün