Prostat Kanseri Gençlerde Olmaz mı?


Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olup yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen bir hastalıktır. Ancak hastalıkla ilgili toplumda pek çok yanlış inanış bulunuyor. Bu yanlış bilgiler hem erken tanının gecikmesine hem de tedavi süreçlerinin olumsuz etkilenmesine yol açabiliyor. Memorial Ataşehir Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu, prostat kanseri hakkında doğru bilinen yanlışları anlatarak önemli uyarılarda bulundu.
Genç Yaşta Prostat Kanseri Olmaz mı?
Toplumda yaygın inanışlardan biri, prostat kanserinin yalnızca ileri yaşlarda görüldüğüdür. Oysa Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu, genetik faktörlerin ve aile öyküsünün önemli bir risk oluşturduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Prostat kanseri genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar ancak genç erkeklerde de görülebilir. Özellikle ailesinde prostat kanseri öyküsü bulunan gençlerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi gerekir.”
PSA Testi İçin 50 Yaşı Beklemek Gerekiyor mu?
Bir diğer yanlış inanış, PSA testinin sadece 50 yaşından sonra yapılması gerektiğidir. Oysa bu tamamen kişinin risk faktörlerine bağlıdır. Ailesinde prostat kanseri bulunan kişiler için 40-45 yaşında test önerilirken, herhangi bir risk taşımayan bireyler için 50 yaş uygundur. Prof. Dr. Çaşkurlu, “Ailesinde prostat kanseri olanların daha erken yaşlarda PSA testi yaptırması gerekir” diyerek bu noktaya dikkat çekiyor.
Prostat Kanseri Belirti Vermez mi?
Sıklıkla “prostat kanseri sessiz ilerler” şeklinde düşünüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Çaşkurlu, aslında birçok belirtiye dikkat edilmesi gerektiğini belirtiyor:
-
Gece sık idrara çıkma
-
İdrar yaparken yanma veya kanama
-
İdrar akışında zayıflama
-
Mesanede tam boşalmama hissi
-
İdrar kaçırma veya sonrasında damlama
Bu belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
Prostat Büyümesi Kanser Anlamına Gelir mi?
Toplumda sık karıştırılan durumlardan biri de prostat büyümesi ile prostat kanseridir. İyi huylu prostat büyümesi kansere dönüşmez. Prof. Dr. Çaşkurlu, “Prostat büyümesi ve prostat kanseri farklı bölgelerden kaynaklanır. Bu nedenle prostat ameliyatı olmuş bir kişinin kontrolleri bırakması doğru değildir” açıklamasında bulunuyor.
PSA Değeri Yüksekse Kesin Kanser midir?
PSA testi tek başına tanı koymak için yeterli değildir. Yüksek PSA, her zaman prostat kanseri anlamına gelmez; aynı şekilde düşük PSA da tamamen risksiz olduğunuz anlamına gelmez. Tanı koymak için biyopsi, ultrasonografi ve parmakla muayene gibi ek testler gereklidir.
Sık Cinsel İlişki Prostat Kanserinden Korur mu?
Toplumda sık dile getirilen bir başka yanlış inanış da cinsel ilişkinin prostat kanserine karşı koruyucu olduğudur. Ancak bugüne kadar bu konuda kesinleşmiş bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Prof. Dr. Çaşkurlu, “Cinsel ilişki sıklığı prostat kanseri üzerinde doğrudan koruyucu bir etki sağlamaz. Asıl önemli olan düzenli doktor kontrolleridir” diyor.
Beslenme ile Prostat Kanseri Önlenebilir mi?
“Domates yerseniz prostat kanseri olmazsınız” gibi söylemler de doğru değildir. Sağlıklı beslenme risk faktörlerini azaltabilir ama kanseri tamamen engellemez. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, yeşil çay, brokoli, lahana gibi besinleri tüketmek faydalı olsa da en etkili korunma yöntemi sağlıklı yaşam tarzı ve düzenli kontrollerdir.
Erken Tanı Hayat Kurtarır
Sonuç olarak prostat kanserinde en önemli nokta erken tanıdır. Prof. Dr. Turhan Çaşkurlu’nun da belirttiği gibi, düzenli kontroller, PSA testi ve belirtileri göz ardı etmemek, yaşam süresini ve kalitesini belirgin şekilde artırır.



