Yorgunluk Değil, Tükenmişlik Olabilir!
Uzman Psikolog Melike Urcan: “Ruh sağlığı bir lüks değil, temel bir insan hakkı.”


Sürekli yorgun, isteksiz ve bitkin mi hissediyorsunuz? Belki de yaşadığınız şey yalnızca fiziksel yorgunluk değil, giderek yaygınlaşan tükenmişlik sendromu olabilir.
Modern yaşam temposu, yoğun iş yükü ve sürekli stres baskısı, bireyleri fiziksel olduğu kadar duygusal açıdan da tüketiyor. Çakmak Erdem Hastanesi Klinik Psikoloğu Melike Urcan, tükenmişliği sıradan yorgunlukla karıştırmamak gerektiğini belirterek önemli uyarılarda bulunuyor.
“Tükenmişlik, sadece bedensel değil duygusal bir çöküştür”
Klinik Psikolog Melike Urcan, tükenmişliğin uzun süreli stres, duygusal zorlanma ve aşırı sorumluluk yükü sonucunda ortaya çıktığını belirtiyor.
“Tükenmişlik yalnızca bedensel değil, aynı zamanda zihinsel bir çöküştür. Kişi üretkenliğini kaybeder, odaklanmakta zorlanır ve insan ilişkilerinde mesafeler oluşur.” diyor.
Urcan’a göre, bu durum özellikle iş hayatında kendini gösteriyor: verimlilik düşüyor, sabır azalıyor ve motivasyon kaybı artıyor. Günlük görevler birer yük haline gelirken, kişi hayata karşı isteksizlik duymaya başlıyor.
Stres Her Zaman Düşman Değil
Pek çok kişi stresin tamamen zararlı olduğunu düşünse de, her stres olumsuz değildir.
Urcan, “Belirli düzeyde stres, odaklanmayı ve motivasyonu artırabilir. Asıl mesele stresin varlığı değil, onu nasıl yönettiğimizdir.” diyor.
Ancak kontrolsüz, yoğun ve uzun süreli stres durumunda beden sürekli alarm haline geçiyor. Bu da hem ruhsal hem bedensel dengemizi bozuyor.
Stresin Bedene Etkisi: Görünmez Hasarlar
Uzun süre stres altında kalan bireylerde uyku bozuklukları, sindirim sorunları ve bağışıklık sistemi zayıflığı sık görülüyor.
Urcan, “Beden sürekli alarmda olduğunda, dinlenme ve yenilenme süreçleri devre dışı kalır. Bu da hastalıklara zemin hazırlar.” diyor.
Stresin yalnızca ruh halini değil; kalp, mide ve hormonal sistemi de etkilediğini vurgulayan uzman, “Ruh sağlığını korumak, aslında tüm bedenin dengesini korumaktır.” ifadesini kullanıyor.
İş-Yaşam Dengesini Kurmak Tükenmişliği Önler
Tükenmişliğe karşı korunmanın en etkili yolu, iş ve özel yaşam arasındaki sınırları koruyabilmekten geçiyor.
Urcan, “Hayır diyebilmek, mola vermek, anlamlı hedefler belirlemek ve destekleyici ilişkiler kurmak ruh sağlığı açısından en önemli koruyucu faktörlerdir.” diyor.
Kişinin kendine zaman ayırmaması, dinlenmeye fırsat bulamaması ve sürekli “yetişme” çabası içinde olması tükenmişliği hızlandırıyor.
Tükenmişlik Belirtileri: Sessiz Başlayan Bir Çöküş
Tükenmişlik genellikle sinsi şekilde ilerliyor.
Urcan’a göre bu sürecin ilk işaretleri şöyle:
-
Sürekli yorgunluk ve bitkinlik hissi
-
Sabahları kalkmakta zorlanma
-
İşe gitme isteksizliği
-
Uyku ve beslenme düzeninde bozulma
-
Hayata dair anlam kaybı
-
Başarısızlık hissi ve özgüven düşüklüğü
Bu belirtiler iki haftadan uzun sürüyorsa, mutlaka profesyonel bir uzmandan destek alınması gerekiyor.
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü: Görünmeyeni Görünür Kılmak
Her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü, görünmeyen sorunların fark edilmesi için önemli bir hatırlatma niteliğinde.
Klinik Psikolog Melike Urcan, “Ruh sağlığı, bedensel hastalıklar kadar gerçektir. Ancak çoğu zaman gözle görülmediği için fark edilmez. Bu gün bize görünmeyeni görünür kılma sorumluluğunu hatırlatıyor.” diyor.
Ruh sağlığı yalnızca hastalıkların olmaması değil, bireyin işlevselliğini ve yaşam dengesini sürdürebilme kapasitesidir.
Ruh Sağlığı Bir Hak, Bir Lüks Değil
Toplumda ruh sağlığı hizmetlerinin hala bir “ayrıcalık” olarak görülmesinin yanlış olduğunu vurgulayan Urcan, “Psikolojik destek almak zayıflık değil, yaşam kalitesini artırmaya yönelik güçlü bir adımdır.” diyor.
Ruhsal sorunlar yaşayan bireylerin damgalanma korkusu nedeniyle destek almaktan çekindiğini belirten uzman, “Ruh sağlığı hizmetine erişim bir insan hakkıdır. Toplum olarak bu konuda farkındalık yaratmamız gerekiyor.” şeklinde konuşuyor.
Ruh Sağlığınızı Ertelemeyin
Tükenmişlik, yalnızca yorgunluk değil; bedenin ve zihnin yardım çağrısıdır.
Bu çağrıyı duymak, önlem almak ve gerektiğinde destek istemek yaşam kalitenizi korumanın en önemli adımıdır.
Urcan’ın vurguladığı gibi:
“Ruh sağlığı bedensel sağlık kadar önemlidir. Korunması ve desteklenmesi gereken bir alandır. Kendinize iyi bakmak, yalnızca bir tercih değil, bir sorumluluktur.”



