Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin önce öğrencisiydi, sonra efsane hocası oldu. Romatizmalı çocuklara “ölecek” gözüyle bakılırken o nasıl ve neden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Çocuk Romatoloji Ana Bilim Dalı’nı kurdu? Türkiye’de çocuk sağlığı için neden tehlike çanları çalıyor? Yakında Çocuk Onkoloğu, Yenidoğan Doktoru, Çocuk Nefroloğu bulamayacağız! Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur ile Editörün Gözünden’de konuştuk.
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur kimdir?
Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, 1963 yılında babasının askerlik yaptığı sırada Haydarpaşa Askeri Hastanesi’nde Üsküdar’da doğdu. Doğumun ardından iki aylıkken İstanbul’dan ayrılan Kasapçopur ailesi Konya’da yaşamını sürdürdü ve İstanbul’a bir daha hiç gelmedi ta ki Özgür Kasapçopur yıllar sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne öğrenci olarak başlayana dek.
İlk, orta ve lise eğitimini Konya’da sürdüren Özgür Kasapçopur başarılı bir öğrenci olduğunu anlatıyor. 1980 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni kazanan Kasapçopur, 45 yıl önce öğrenci olarak geldiği Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde uzun zamandır Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanlığını yürütüyor. Şu an yoğun bakımda olan 89 yaşındaki babasının Köy Enstitüsü mezunu olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “Her zaman benim yardımcım, her zaman ufkumu açan insandır. Babam bilim insanı olmamı çok isterdi” dedi.
Hekimliğinin ardındaki derin acı
Kendisinden 3 yaş küçük erkek kardeşi olduğunu söyleyen Özgür Kasapçopur, kardeşinin 1978 yılında beyin tümörü tanısı aldığını ve kısa süre sonra kaybettiklerini söyledi ve “ondan sonra ben hekim olmaya karar verdim ve çocuk hekimi olmak istedim. Bilim insanı olmak istedim. Tabii Konya’da o dönemde tıp fakültesi yoktu. Eğer olsaydı Cerrahpaşa’ya gelir miydim bilmiyorum. Ama İstanbul’a geldim ve iyi ki gelmişim” ifadelerini kullandı.
Bir ülkede sıfırdan yeni bir yan dal başlatmanın hikayesi
Hekimliğin bir usta-çırak ilişkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “Cerrahpaşa’da çok iyi ustalarımız vardı, el aldığımız çok iyi hocalarımız vardı. Bu hocalarımızdan biri de rahmetli Şükran Yalçındağ‘dı. “Özgür dedi, sen çocuk romatoloji yap”. İlk başta anlattığınız zaman çok uçuk bir hikaye gibi geliyor. Acaba bu adam normal değil mi diyenler oldu ama yine Hasan Yazıcı başta olmak üzere, Huri Özdoğan, Nil Arısoy gibi Cerrahpaşa’nın önemli hocalarımız ilerlememe inanılmaz yol açtılar ve yeni bir türkü söylemeye başladık. Bu ülkede bilimin yapılabileceğini, iyi şeylerin yapılabileceğini ve bunun ardından da yeni yeni şeylerin söylenebileceğini dile getirdik. Böylece çocuk romatoloji yavaş yavaş oturmaya başladı. Eskiden “romatizmalı çocuk” denildiğinde bu çocuklar ya kötürüm olur ve yaşamlarını kaybederler ya da bir kenarda otururlardı. Bugün çok büyük bir aileyiz” dedi.
Neden hiç kimseye “Hayır” demiyor?
Hepimizin Anadolulu olduğunu ve Anadoluluktan gelen çok güzel duygularımızın varlığından bahseden Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “Bir kere yardım isteyen herkese yardım elini uzatmak lazım. “Bana yardım edin” diyen kim olursa olsun hasta, hele ki öğrenci, hele ki ekip her zaman kapımız açıktır. Çünkü bir kapıyı kapattığınız zaman zaten kendinizi koruma altına almışsınız demektir. Benim çalıştığım yerde bütün kapılar hep açıktır. Hiç kimse tekil bir emekle bir şey gerçekleştiremez. Ancak çoğul bir emekle yani hep birlikte, emeği çoğaltarak bu güzellikleri hayata geçirdik. Benim hayatıma yön veren çok önemli bir sözcük vardır; inatçı iyilik. Siz kötülük bile görseniz yine iyilik yapın” diye konuştu.
ÇOCUĞUNUZ SIK SIK HASTALANIYOR MU?
“40 yıllık çocuk hekimiyim, bir tane çocuk üzmemişimdir” diyen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, çocukluğun insanlığın en masum, en temiz yanı olduğunu ifade etti.
Türkiye’de çocuk sağlığı için tehlike çanları çalıyor!
Türkiye’de sağlık için, özellikle de çocuk sağlığı açısından tehlike çanlarının çaldığını belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, “Bizim kuşağımız birazcık daha fedakar bir kuşaktır. Yani rahat olmayı değil, fedakarlığı daha çok düşünüyorduk. Şimdi gerçekten öğrencilerimizde bende bunu fark ediyorum. Rahatlığı düşünüyorlar. Haklılar, tartışılabilir. Ancak yine dünyaya gelecek olsam yine çocuk hekimi olurdum. Şükrediyorum gerçekten. Şu var ki yan dal sonuçları geçen hafta açıklandı. Çocuk Hastalıklarının zor bölümlerinde okumak konusunda çok istekli olunmuyor. Teşvik edilmesi gerekiyor. Örneğin, yeni doğan yoğun bakımlar, hematoloji – onkoloji bölümleri, çocuk nefroloji gibi zor dallarda istekli olunmuyor. Özendirilmesi gerekiyor. İlerde hiç bunu arzulamıyoruz ama diyaliz hastası bir çocuk olursa takip edecek, diyaliz yapabilecek çocuk nefroloğu olmayacak, kanser hastası bir çocuğu takip edecek çocuk onkoloğu olmayacak” uyarısında bulundu.
